’KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADELEYE İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ’NİN CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİYLE FESHEDİLMESİNE YÖNELİK GÖRÜŞ…
Resmî Gazete’nin 20 Mart 2021 tarihli 31429 sayısında, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin 11 Mayıs 2011 tarihinde imzaladığı, 10 Şubat 2012 tarihli ve 2012/2816 Bakanlar Kurulu kararı ile onaylanan ’Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarafından feshedilmesine…” kararı yayımlandı.
Bilindiği gibi ilk imzacı ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğu ve 2012 Mart ayında tüm partilerin destekleyerek TBMM’nin onayladığı İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” un da temel aldığı bir sözleşmedir. Kadına yönelik şiddetin yaygın ve hiç azalmadan devam eden acı bir gerçek olduğu günümüzde, kadınların şiddetten korunmasının güvencesi olan İstanbul Sözleşmesinin neden yok sayılmaya çalışıldığı anlaşılamamaktadır ve kabul edilebilir değildir.
Ayrıca, Anayasa’nın 90. Madde ’sinin 5. Fıkrası uyarınca, ″İstanbul Sözleşmesi bizim için kanun hükmündedir; İstanbul Sözleşmesi ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda, İstanbul Sözleşmesi hükümleri esas alınır″ ilkesi de Anayasanın gereğidir. Sözleşme’nin en önemli özelliği; kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin olarak “koruma, önleme, kovuşturma, yargılama ve bütüncül politikalar geliştirme gibi dört temel alanda maddeler içermesidir. Kadınlar ve erkekler arasında hukuki ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede anahtar bir unsur olduğunu benimseyen Sözleşme, kadınlara yönelik ayrımcılığı yasaklamaktadır.
Türkiye’de her 3 kadından biri insanlık onuru hiçe sayılarak devlet tarafından korunamayarak öldürülürken ’Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi FESH EDİLEMEZ, bunu KABUL ETMİYORUZ.
Esasen hukuk yönü ile “yok hükmündeki” bu kararnamenin ACİLEN GERİ ÇEKİLMESİNİ DİLİYORUZ. DEVLETİ ve her düzeyde SORUMLULUK taşıyanları, sözleşmede yazılı olmayan hükümleri öne sürerek kamuoyunu yanıltılmaya yönelik söylemlere son vermeye ve KADINLAR İÇİN YAŞAMSAL ÖNEMİ OLAN BU SÖZLEŞMEYE SAHİP ÇIKMAYA DAVET EDİYORUZ! BUNU TALEP EDİYORUZ…
HASUDER Toplumsal Cinsiyet, Kadın ve Üreme Sağlığı Çalışma Grubu